0

Dünyanın En İyi 50 Restoranı sıralamaları ve S.Pellegrino Young Chef yarışması gibi global etkinliklerle, dünya çapında şefleri ve fine dining kültürünü destekleyen, profesyonellere ve gastronomi amatörlerine vizyon sunan iki marka S.Pellegrino ve Acqua Panna’nın pandemi sürecinde geliştirdiği dayanışma ve teşvik projelerini, Nestlé Waters Türkiye Pazarlama Direktörü Can Emci’ye sorduk.

Pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerden biri de tüm dünyada yeme-içme sektörü oldu. 120 yıldır sektörün temsilcilerine ilham ve destek olma misyonunu üstelenen S.Pellegrino ve Acqua Panne markaları, bu süreçte nasıl aksiyonlar aldı?

Yaşamlarımızı eve sığdırmaya çalıştığımız pandemi döneminde, ev dışı tüketimin eve kayması sonucunda gastronomi sektörü çok etkilendi. Salgın, perakende ve gastronomi de dahil tüm sektörleri yeniden şekillendirmeye devam ediyor. Hepimizin hayatına dokunan bu değişim süreci sonunda, normalleşme süreciyle birlikte yavaş yavaş eski dengelere ulaşmaya çalışıyoruz. Ancak bu sürecin tüketici davranışlarında, özellikle de ev dışı tüketim alışkanlıklarında birçok değişikliğe neden olacağının farkındayız. Bu sürece uyum sağlamaya çalışan sektörlerin karşısına daha hassas bir tüketici profili çıkarken, bir takım finansal zorluklarla da karşılaşıldığının farkındayız. Biz de bu nedenle kapılarını yeniden açan iş ortaklarımızı yalnız bırakmamak ve onların pandemi süreci sonrası işlerine hızlı şekilde geri dönebilmeleri için dünya genelinde “always open for you” yani “sizin için açığız” kampanyamızı hayata geçirdik. S.Pellegrino markamız da bu inisiyatif içinde gastronomi dünyasını bir araya getirmeyi hedeflediği “support restaurants” dayanışma hareketini başlattı. Tüketicilere de “sizi özledik” diyerek, restoranları desteklemeleri için çağrıda bulunduk. Bu desteğin bir parçası olarak ayrıca, Dünyanın En İyi 50 Restoranı (World’s 50 Best Restaurants) oluşumunun başlattığı bir küresel bağış toplama etkinliğinin de kurucu bağışçısı olduk.

SupportRestaurants dayanışma hareketi ve 50 Best for Recovery isimli bu küresel bağış toplama etkinliğinden bahsedebilir misiniz? Türkiye ve dünya çapındaki tüm restoranlara finansal kaynak oluşturmayı hedefleyen bu programa katılım nasıldı? Açık artırmayla toplanan bağışlar sektöre nasıl aktarılıyor?

“50 Best for Recovery” programı Dünyanın En İyi 50 Restoranı oluşumunun başlattığı bir online açık artırma etkinliği. Bu zamana kadar düzenlenen en büyük küresel etkinlik diyebiliriz. Program kapsamında çok farklı etkinlikler yer alıyor. Biz de S.Pellegrino ve Acqua Panna markalarımızla bu küresel etkinliğin ana destekçilerinden olduk. S.Pellegrino markamız bir yandan dünyaca ünlü şef Massimo Bottura ile birlikte şefin memleketi Modena’nın gastronomi hazinelerini keşfetmeyi vadederken diğer yandan Milan’da gerçekleşecek S.Pellegrino Young Chef yarışmasının 2021 büyük finaline tüketicileri davet ediyor. Acqua Panna markamız ise, markanın diyarı Toskana’ya düzenlenecek lezzet tatili eşliğinde Villa Panna’da lüks bir konaklama imkânı sunuyor. Dünyanın farklı yerinden yemek ve seyahat meraklıları bu özel fırsatlara teklif vererek, hem dayanışma hareketine katkıda bulunmuş oluyor hem de unutulmaz bir deneyim yaşama fırsatını elde ediyor. Bu şekilde oluşturulan fon, Türkiye ve dünya çapında bu desteği almak için başvuru yapmış ve değerlendirme sonucu destek almaya hak kazanmış tüm restoranlara finansal kaynak olarak aktarılıyor.

50 Best for Recovery projesinde açık artırmaya çıkarılan bu deneyimler, ‘yeme içme’ tutkunlarının hayallerini süsleyen, kaçırılmayacak öneriler gerçekten. Şef Massimo Bottura gibi dünyanın en önemli şeflerinin zor zamanlarda sektöre bu kadar destek olduğunu görmek de keyif veriyor. 50 Best for Recovery fikri nasıl ortaya çıktı?

Zor günleri aşmanın en iyi yolu birlik olmak. 50 Best for Recovery programı ile gastronomi dünyasını tüm bileşenleriyle bir araya getirmeye ve yaşanan krizi aşıp endüstrinin yeniden canlandırılması için aktif olarak katkıda bulunmaya davet ettik. Başlatılan bu hareket, herkesin hem katkıda bulunduğu hem de fayda gördüğü bir model. Finansal destek verecek lezzet ve seyahat tutkunları, karşılığında sıradışı gastronomi fırsatlarını keşfetme imkânı buluyor. Zor durumdaki restoranlar ise müşterileri ile buluşmak için ihtiyaç duyduğu finansal kaynağa bir nebze de olsa ulaşma fırsatını elde etmiş oluyor.

Sizce gastronomi sektörü gelecekte nasıl şekillenecek ve markalarınız bu süreçte nasıl yerini alacak?

Hep birlikte daha önce eşi benzerine rastlanmamış bir dönemden geçiyoruz. Bu aynı zamanda bir değişim süreci. Hepimizin tahmin ettiği gibi bu değişim sürecine hızla ayak uydurabilen, inovatif ve sürdürülebilir yaklaşımları uygulayabilenler yerini korumaya devam edecek. Gastronomi sektörü de bu yaklaşımları hızla adapte etmeye çalışacak, tüketicilerin de beklentisi bu yönde olacaktır. Günümüzde tüketiciler özellikle gastronomi deneyimleri yaşamaya her ne olursa olsun devam etmek istiyor ve bunun için vakit ve bütçe ayırıyor. Artık gastronomi dünyasında yemek tadımı ve servisi bir sanat olarak kabul ediliyor. Biz de bu sanatın tamamlayıcılarından olan S. Pellegrino ve Acqua Panna markalarımızla, seçkin sofraları zenginleştirmenin yanı sıra gastronomi sektörünü destekleyecek ve geleceğini şekillendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz.

S.Pellegrino ve Acqua Panna Türkiye’ye girdiğinden bu yana sizce ülkemizde fine dining sahnesi nasıl bir gelişim gösterdi?

Türkiye’de gastronomi kültürü çok hızlı bir gelişim gösteriyor. Gastronomi okullarının açıldığını ve ilgi görmeye başladığını görüyoruz. Bu alanda ülkemizin yetiştirdiği değerli şeflerimiz mevcut. Her geçen gün ‘Chef owner’ restoranların sayısı da artıyor. Türkiye’den iki restoranımız ve şefimiz, S.Pellegrino ve Acqua Panna’nın sponsorluğunda düzenlenen The Dünyanın En İyi 50 Restoranı 2019 listesinde yerini alarak, bize bu alanda haklı bir gurur yaşattı.

Türkiye’de S.Pellegrino ve Acqua Panna markalarınızla aldığınız başka bir inisiyatif oldu mu?

“Sizin için açığız” kampanyamızı Türkiye koşullarına da uyarladık. Bu kampanyaya, sadece S.Pellegrino ve Acqua Panna markalarımızla değil, tüm markalarımızla destek veriyoruz. Türkiye genelinde restoran, kafe, lokanta, yiyecek ve içecek noktaları gibi 10 bin ev dışı tüketim noktasına, bedelsiz ürün desteği sağlıyor ve Nisan ayı ödemelerinden itibaren geçerli olmak üzere ödeme konusunda vade esnekliği sunuyoruz. Amacımız bu süreci iş ortaklarımızla birlikte en iyi şekilde atlatmak ve geleceğe birlikte umutla bakabilmek.

↑ Back to top