0

Kırmızı, pembe,  yeşil ya da sarı. Minik,  iri, oval ya da yamuk yumuk. Domatesi, şekli ve rengine bakmaksızın seviyoruz.

Mevsiminde tüketim, bu çok yönlü  leziz  meyvenin en önemli koşulu. Mükemmel aroması için domatesi mutlaka mevsiminde, yani  yazın  tüketmek gerekiyor.

Bundan  iki yüzyıl  kadar önce  Fransız- ların ‘pommes  d’amour’  ifadesinden esinlenilerek Avrupa’da domateslere ‘aşk elması’ denilmiş. İlk keşfedildiği yıllarda sadece sarı rengine rastlandığı için İtalyanların kıştırdığı  isimse  ‘altın elma’ olmuş. Ancak bu  seksi  isimlere bakıp mutfaktaki gücünü,  mutfak tarihindeki yerini hafife al- mayın. Domates  tarihte ilk  kez 1840’larda Bolivya ve Peru’da görülmüş. Sonra Amerika’da yetiştirilmeye başlanmış. Ancak hal- kın zehirli olduğunu  düşünmesi  nedeniyle ilk başlarda fazla tüketilememiş.

Sebzelerle     birlikte   depolandığı     için ABD mahkemesi   tarafından  1893   yılın- da  sebze  ilan edilen domates, bugün herkesin   kabul  ettiği  üzere   bir  meyve. Biber,  patlıcan  gibi  ‘meyvelerin’ de   bulunduğu Solanaceae  ailesinden   geliyor.

1900’lerde  daha  sık tüketilmeye başlayan ve Amerika’nın keşfiyle Avrupa’da da yayı- lan domates, aradan  geçen  150  yılın için- de tüm ızgaralarda, salata ve sandviçlerde kendisine yer buldu. Dünyanın pizzayla tanışmasıyla  birlikte ise  tam  anlamıyla bir yıldıza dönüştü.  Koyu kırmızı göz alıcı rengi hem pizzaları hem de spagettileri süsledi.

webready_034

webready_035

webready_036

webready_037
 

Devamı FOOD and TRAVEL AĞUSTOS SAYISINDA.
↑ Back to top

Yorumlar

İlk yorum yapan siz olun.

Yorum yapın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.