0

Giderek koca bir şantiyeye dönüşen büyük şehirden uzaklaşıp, aslında bir parçası olduğunuz, ama ne zamandır unuttuğunuz doğayla kucaklaşmak için bahardan iyi mevsim olamaz. Özellikle İstanbul ve Ankara’da yaşayanlar için Batı Karadeniz, harika bir sığınak. Seyahat acentesi Bukla’nın kurucularından, deneyimli rehber Okan Yenigün, Food and Travel okurları için Batı Karadeniz’de yürüyüş, bisiklet, fotoğraf ve kamp kurarak temiz havalı, dinlendirici, ilham verici bir doğa tatili yapabileceğiniz destinasyonları yazdı.

Batı Karadeniz coğrafi yapısı, nüfus yoğunluğunun düşük olması ve zengin orman örtüsüyle doğaseverler, yürüyüşçüler ve bisikletçiler için değişik fırsatlar sunuyor. İstanbul veya Ankara’dan birkaç saatlik yolculukla ulaşabileceğiniz doğal güzellikler, size şehirde yaşayacağınızdan çok daha kaliteli ve sağlıklı bir haftasonu geçirmeniz için yardımcı olabilir.
Yalnız, şunu unutmamalı: Doğa yürüyüşleri, bisiklet ve fotoğrafçılık, uygun malzemelerle yapılması gereken hobi ve sporlardır. Diğer bir deyişle, yarış bisikletiyle dağa, kot pantolon ve spor ayakkabıyla doğaya gidilmemelisiniz. Uygun ekipman ve kıyafetler, hava durumu ne olursa olsun doğada keyifli zaman geçirmenizi sağlar. Sizinle aynı yerde bulunup uygun kıyafetler giyen biri yağan yağmurun keyfini çıkarırken ayağınızda topuklu ayakkabı, üstünüzde kot gömlekle üşüyorsanız, yanlış kıyafet seçimi yapmışsınız demektir ve doğadaki tatilinizin kötü geçmesi işten bile değildir. Ayrıca, doğa yürüyüşü ve yön bulma konusunda deneyimli değilseniz, TURSAB üyesi bir seyahat acentesi veya profesyonel rehberle yola çıkmanızı öneririm.

YEDİGÖLLER, BOLU
Doğa yürüyüşü, bisiklet, fotoğraf için
1965 yılında milli park ilan edilen Yedigöller’i duymayan yoktur diye düşünüyorum. Özellikle fotoğraf ve kampseverler için çok doyurucu bir gezi noktası. Adı üstünde yedi tane göl var var: Büyük, Küçük, Derin, Serin, Nazlı, Sazlı ve İnce göller. Heyelan sonucu oluşmuş bu göllerin daha büyük olması için su tutma sistemleri yapılmış.
Milli parka, Bolu merkezden ve Mengen üzerinden ulaşabilirsiniz. Bolu şehir merkezinden çıkan yol, geçen sene yenilendi. Bu, ziyaretçi sayısında önemli bir artışa sebep oldu. Bu sene yeni düzenlemelerle, özellikle yakılan mangallardan oluşan görüntü ve hava kirliliğinin önüne geçilmeye çalışılacak.
Nisan, mayıs, ekim ve kasım ayları milli parkın nispeten daha sakin olduğu ve fotoğraf için uygun zamanlar. Eğer bu dönemlerde giderseniz göller arası patikalarda yürüyüş yapıp fotoğraf çekerek bol bol zaman geçirebilirsiniz. Yedigöller, günübirlik bir gezi için İstanbul’a uzak olsa da Ankara ve yakın iller için ideal bir destinasyon. İstanbul’dan gidecekler, milli parkta kamp kurabilir veya Bolu’daki otellerde kalıp günübirlik ziyaretler yapabilirler. Fotoğrafçılar bahar aylarında da güzel fotoğraflar çekebilirler tabii, ama onlar için en ideal zaman, ekim sonu-kasım başı. Bu dönemde sonbaharın tüm renklerini tek bir kare içinde görmek mümkün. Fotoğraf için Kapankaya manzara terasını ve 500 yıllık Sarıçam’ı mutlaka ziyaret edin.
Bolu merkezden milli parka giden yol 42 kilometre. Bisikletseverler için uzun belki, ama keyifli bir rota olabilir. Dönüş yolu Mengen üzerinden yapılırsa hem farklı manzaralar görmüş olursunuz hem de Mengen’de keyifli bir yemek molası verebilirsiniz.

GÖLCÜK GÖLÜ, BOLU
Fotoğraf için
Bolu şehir merkezine sadece 13 kilometre uzaklıkta olan Gölcük Gölü, deniz seviyesinden 950 metre yükseklikte yapay bir set gölü. Doğal olmasa da çevresini saran sarıçam ve köknar ormanları, gölün içindeki balıklar, kaplumbağalar ve gölün karşı kıyısına konuşlanmış Orman Bakanlığı misafirhanesiyle dört mevsim fotoğrafçılar için harika kareler sunuyor.
“Buraya kadar geldik, fotoğraf çektik. Kalan zamanda ne yapalım?” diye soracak olursanız, göle uzanan yolu takip ederek Aladağ Yaylaları’na ulaşabilirsiniz. Burada Karaağaç, Örencik ve Okçular gibi pek çok yayla bulunuyor. Araç trafiği çok az olduğu için ormanla çevrili yollarda keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.

SÜLÜKLÜGÖL, SAKARYA
Doğa yürüyüşü, bisiklet, fotoğraf için
Akyazı ilçesine bağlı Tavşansuyu Köyü’nden ulaşılan göl, üç asır önce oluşan bir heyelanın bize armağanı ve Tabiatı Koruma Alanı statüsünde. Derenin önünü kesen heyelan, ağaçların da bulunduğu alanın suyla dolup Sülüklügöl’ün oluşmasını sağlamış. Gölün içinde 183 tane ağaç gövdesi var (biri saymış!) ve bunlar halen ayakta duruyor.

Bahar aylarında suyun yükselmesiyle çoğu gözükmese de sonbaharda suların çekilmesiyle ortaya çıkıyorlar.
Deniz seviyesinden 1070 metre yükseklikteki göle bir stabilize yolla ulaşılıyor. Yürüyüşseverler için göle ulaşan birkaç yürüyüş parkuru var: Göle çıkan toprak yolda yürüyüş yapılabilir, patikadan çıkılabilir, Tavşansuyu’dan bir sonraki köy olan Köseler’den göle uzun ve zorlu bir yürüyüş gerçekleştirebilirsiniz. Veya Taraklı’dan yürüyüşe başlayıp Çubukgöl üzerinden Sülüklügöl’e uzun bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Yalnız, patikalar için herhangi bir işaretleme yapılmadığı için bir acente veya yöreyi bilen bir rehberle yola çıkmanızı öneririm.
Dağ bisikletçileri ise şu parkuru takip edebilir: Tavşansuyu Köyü’nden başlayıp 12 kilometrelik toprak yolu çıktıktan sonra göle varacaksınız. Buradan tekrar iniş yapabilirsiniz. İleri derecede kullanıcılar gölden sonra devam eden yolu takip ederek yaklaşık 1,5 kilometre sonra sola inen patikada heyecanlı dakikalar yaşayabilir. Eğer patikayı kaçırırsanız küçük bir göl gördüğünüzde mutlaka geri dönün. Göl, fotoğraf meraklılarına da her mevsim güzel kareler sunuyor.

PÜRENLİ YAYLASI, DÜZCE
Bisiklet ve doğa yürüyüşü için
Düzce’nin Gölyaka ilçesine bağlı yaylaya Güzeldere Şelalesi üzerinden gidiliyor. 1400 metre yükseklikteki yaylanın, çevresi çam ormanlarıyla kaplı girişinde geniş bir düzlük ve yaylanın ortasında Gölcük adı verilen küçük bir göl bulunuyor. Yaylanın batısında ve doğusunda iki yayla daha uzanıyor: Hıra ve Balıklı Yayla. Yaylalar arası patikaları kullanarak yürüyüş yapabilirsiniz. Önce Hıra yaylasına gidip oradan Pürenli Yaylası’na, daha sonra Balıklı Yayla’ya orman içi yürüyüş yaparak güzel bir rota oluşturabilirsiniz.

Yaylanın aşağısındaki köprüden (burada yaylaların tabelaları da var) başlayacak yürüyüş 12 kilometre uzunluğunda. Bisikletçiler de aynı patika ve toprak yolları kullanabilirler. Bu üç yaylayı gördükten sonra yokuş aşağı Güzeldere Şelalesi’ne uzun bir iniş gerçekleştirebilirsiniz.

YENİCE ORMANLARI, KARABÜK
Doğa yürüyüşü, bisiklet, fotoğraf için
Yenice Ormanları barındırdığı bakir doğa, anıt ağaçlar, yaban hayat çeşitliliği, zengin bitki örtüsüyle eskiden beri hep oradaydı. Fakat çok az kişinin bildiği bu bölgenin adı, WWF’nin 1999 yılında Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanını belirleyerek bunları, “Avrupa Ormanları’nın Sıcak Noktaları” diye tanımlamasıyla daha çok zikredilir oldu. Zira bu alanlardan biri de Yenice Ormanları’ydı. 10 sene aradan sonra 2009 yılında Karabük Valiliği ve Yenice Kaymakamlığı örnek bir çalışmaya imza attı. Bölgede patikalar ve parkurlar işaretlendi ve güzergâhlara tabelalar koyuldu.

Türkçe ve İngilizce rehber kitapçıklar basıldı. 210 kilometre boyunca işaretlenen yol üzerindeki 21 parkur, alternatif güzergâhlarla birlikte toplam 396 kilometreye ulaşıyor. Yürüyüş parkurları günübirlik, kısa ve uzun olmak üzere üç kategoriye ayrılıyor. Parkurlar genellikle orman yolu ve patikalardan oluşuyor. Ayrıca 292 kilometrelik dağ bisikleti rotası mevcut. Fotoğrafseverlerin özellikle sonbaharda ziyaret etmesini tavsiye ederim. O dönemde ormanlarda tam anlamıyla bir renk cümbüşü yaşanıyor.
Yenice ilçesindeki oteller, Kent Ormanı’nda pansiyon ve İncebacaklar Köyü’nde aile pansiyonculuğu konaklama olanaklarının başında geliyor. Yenice’ye 40 kilometre mesafedeki Safranbolu’da zengin konaklama seçenekleri var. Kent Ormanı, Darıyazısı, Şekermeşe, Sorgun Yaylası, Karabük Eğriova Göleti ve Arboretum alanında kamp yapmak da mümkün. Detaylı bilgi için yenice.gov.tr adresini ziyaret edebilir, Karabük-Yenice Kaymakamlığı’na danışabilir, rehber kitapçıklardan edinebilirsiniz.

* Bukla’nın (bukla.com) Yenice Ormanları, Yedigöller, Sülüklügöl ve Pürenli Yaylası’na turları bulunuyor.

↑ Back to top